Dünya Nükleer Tehditle Karşıya: Atom Bombasına Sahip Ülkeler ve Potansiyel Tehlikeler
Rusya
Ukrayna-Rusya Geriliminde Yeni Bir Aşama
Ukrayna ve Rusya arasında yaklaşık üç yıl süren savaş, son gelişmelerle birlikte tehlikeli bir boyut kazandı. Ukrayna’nın ABD ve İngiltere tarafından gönderilen füzeleri, Rusya’nın hedef almasını, gerilimi daha da tırmandırdı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı yeni nuk
ABD ve İngiltere’nin Ukrayna’nın füze kullanımına yönelik resmi bir izin verilmesinin açıklanması sırasında, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky’nin, “Elimizdeki füzeleri kullanacağız” açıklamaları, tartışmaları alevlendi. Öte yandan, Ukrayna’nın Alman yapımı füzelerinin kullanılıp kullanılmayacağıyla ilgili belirtiler
Nükleer Savaş Riski ve Diplomasi Çabaları
Rusya’nın bu saldırılara olası bir karşılık vermesi durumunda, nükleer bir çatışmanın kıyısına gelebileceği endişesi, dünya liderlerinin harekete geçmesine neden oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dahil olduğu birçok lider olan G20 Zirvesi’nde çözüm yolları arandı. Ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın son dönemde başlattığı politikaların, bir “fırtına öncesi sessizlik” olarak belirtildiği belirtiliyor.
Nükleer Silah Kapasitesine Sahip Ülkeler
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2024 raporuna göre, dünyada yalnızca dokuz nükleer silaha sahip olduğu belirtiliyor. Bu listelerin tamamında 12.121 nükleer savaş alanı bulunuyor.
Resmi larne
- Rusya : 5
- ABD :
- Çin : 500
- Fransa :
- İngiltere: 225 baş
- Hindistan: 172 baş
- Pakistan :
- İsrail :
- Kuzey Kore: 50 baş
Dünyayı Bekleyen Tehlike
Nükler
Dünya Nükleer Felaketin Eşiğinde: Hangi Ülkeler Nükleer Silaha Sahip?
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta yaşanan gelişmeler, nükleer savaş tehlikesini yeniden gündeme getirdi. ABD ve İngiltere tarafından sağlanan uzun menzilli füzelerin Ukrayna tarafından Rusya’da kullanılması, küresel bir depoda fitilini ateşleme riskinin taşınması. Peki, nükleer cephaneliğe sahip ülkeler hangileri ve bu durum dünya için ne an
Rusya ve Ukrayna Arasındaki Gerilim Yeni Bir Boyut Kazandı
Üç yılı aşkın süredir devam eden Ukrayna-Rusya savaşı, son dönemde tansiyonun daha da yükselmesine neden oldu. Ukrayna’nın ABD ve İngiltere tarafından sağlanan uzun menzilli füzeleri Rusya’da kullanılarak, çatışmanın daha geniş bir savaşa dönüşme işlemi artırıldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son günlerde imzaladığı yeni nükleer doktrin, Moskova’nın bu saldırılara verebileceği yanıtların ciddi boyutlara ulaştığı
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, uluslararası toplumun endişelerine rağmen, “Elimizdeki füzeleri kullanacağız” açıklamasıyla bu kurulumun kararlılığını ifade etti. Bunun yanı sıra, Ukrayna’nın Alman yapımı füzelerinin kullanılıp kullanılmayacağı merak konusu olmaya devam ediyor.
Diplomasi Girişimleri ve Liderlerin Çabası
Rusya’nın bu saldırılarına nükleer bir karşılık verme olasılığı, dünya liderlerini harekete geçirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok lider, G20 Zirvesi sırasında tansiyonu düşürmek yerine yoğun diplomasi çalışmalarını sürdürüyor. Ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın mevcut politikalarının, krizin daha da derinleştirebileceği eleştirileri yaptı
Dünyanın Nükleer Güçleri ve Kapasiteleri
Dünya üzerinde yalnızca dokuz ülkede nükleer silah bulunduğu biliniyordu. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2024 raporuna göre, bu ülkelerin toplamı
- Rusya: 5.
- ABD: 5.
- Çin : 500
- Fransa: 290 baş
- İngiltere : 225
- Hindistan :
- Pakistan: 170 baş
- İsrail : 90
- Kuzey Kore : 50 başlık
Bu silahların yıkıcı gücü, dünyayı yok etmeye yetecek kapasitede.
Nükleer Savaş Riski ve İnsanlık İçin Tehlikeli
Günümüzdeki nükleer silahların, 20. yüzyıldaki ilk atom bombalarından katbekat daha güçlü olduğu öne sürülüyor, herhangi bir hata göz ya da yanlış adım, insanlık için geri dönüş olmayan sonuçlar doğurabilir. Uzmanlar, bu sürecin sorumlu davranarak çoğalmasını önlemesi gerektiğini vurguluyor.
Nükleer tehdidin üstesinden gelme, dünya hayatının barışçıl çözüm yollarını tercih etmesi, küresel güvenlik açısından onun daha büyük bir önem taşımasıdır. Bu nedenle mevcut bir savaşa dönüşmeden çözüme kavuşması, tüm insanlık için kritik bir dönemdeç olarak görülüyor
KAYNAK:https://www.ensonhaber.com/