Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaş süresince, Ukrayna’ya desteklerini her alanda sürdüren ABD’den, yeni açıklamalar gelmeye devam ediyor.
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, başkent Washington’daki Ulusal Basın Merkezi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Ukrayna ölüm kalım savaşı veriyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgili değerlendirmelerde bulunan Milley, Ukrayna’nın yürüttüğü karşı operasyonun tahmin edilenden yavaş da olsa ilerlediğini kaydetti.
Milley, bu operasyonun uzun ve oldukça zorlu olacağını belirterek “Ukrayna ölüm kalım savaşı veriyor.” dedi.
Bu kapsamda Ukrayna’ya verdikleri destekten bahseden Milley, savaşın oldukça dinamik bir süreç ve bunun beklendiğinden yavaş ilerlemesinin normal olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna’ya “misket bombası desteği” açıklaması
Milley, ABD’nin Ukrayna’ya misket bombaları sağlamayı düşünüp düşünmediğiyle ilgili bir soruya, Ukrayna’ya uzun süredir çift amaçlı geliştirilmiş konvansiyonel mühimmat desteği vermeyi düşündükleri yanıtını verdi.
Bazı Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya bu kapsamda verdiği desteğe ve Rusların da misket bombası kullandığına işaret eden Milley, bu hususta karar verme sürecinin devam ettiğini ancak kendisinin bildiği kadarıyla herhangi bir kararın henüz alınmadığını bildirdi.
Milley, ATACMS füzeleri ve F-16 ile ilgili ise bu konularda verilecek desteklerin ihtiyaca göre sürekli gözden geçirildiğini kaydetti.
Wagner grubunun isyanı
Rusya’da Wagner grubunun yönetime isyanının Devlet Başkanı Vladimir Putin’i zayıflatıp zayıflatmadığına ilişkin bir soruya Milley, bu konuda bir sonuca varmak için henüz çok erken olduğu cevabını verdi.
Milley, “Putin bir diktatördür. O, çok sayıda insanın öldürülmesini, yargısız infaz edilmesini emreden gaddar, şiddet yanlısı biri.” şeklinde konuştu.
Rusya’da savaşa olan desteğin azaldığını gösteren bazı gelişmeler olduğunu söyleyen Milley, bunu tam olarak bilmenin ise mümkün olmadığını kaydetti. Milley, bu kapsamda Rusya’yı çok sayıda kişinin terk ettiğini dile getirdi.
Milley konuşmasında ayrıca Çin, yapay zeka ve dezenformasyonun oluşturduğu tehditlere işaret ederek, bu kapsamda atılması gereken adımlardan bahsetti.