90’lı yıllarda yaşandığı söylenen bu olay, günümüzde hala daha bir şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa dolaşıyor. Peki gerçekten Duygu Asena ve Can Yücel arasında böyle bir atışma yaşandı mı? Olayın çıkışı nasıl oldu? Hepsini tek tek anlatıyoruz…
Kaynak: Malumatfuruş
Yıllardır konuşulan bir şehir efsanesi var ve neredeyse olayı duyan herkes buna inanmış durumda. Efendim, bugünkü konumuz “KART SENSİN, POSTAL DA SANA GİRSİN” olayını didiklemek. Buyurun başlayalım…
Bu olayın gerçekleştiği iddia edilen bir çok farklı yer var. Kimisi Siyaset Meydanı’mda söylendi diyor, kimisi bir başka yerde ama mutlaka bir canlı yayın iddiası var.
Olayın tarafları da şair Can Yücel ile yazar Duygu Asena. İddiaya göre Can Yücel, Nazım Hikmet’ten bahsederken Duygu Asena araya girip “Hatırladım, şu kartpostal şairi değil mi?” demiş. Bunu duyan Can Baba da “kart sensin, postal da sana girsin” diye kapak gibi bir cevap vermiş.
Bu şehir efsanesi neredeyse 30 yıldır hayatımızın bir yerinde karşımıza çıkıyor. Duygu Asena da bu duruma o kadar sinir olmuş ki, bir köşe yazısında bu efsaneyi çıkartanlara “salaklar” diye saydırmış.
Duygu Asena ilgili yazısının bir bölümünde konuya şöyle değinmiş:
Sunay Akın’ın aktardığına göre zaten Can Yücel de Duygu Asena’nın arkasında durup tam olarak kendi üslubuyla şunu söylemiş:
Peki bu ateş olmayan yerden çıkan duman nerden geliyor? Hepsi mi uydurmaca? Hayır değil ama konu çok farklı. Şair Ece Ayhan, Nazım Hikmet için bu “kartpostal şairi” tanımını kullanmış ama nasıl?
Zaten Can Yücel bu lafın Ece Ayhan’a ait olduğunu bildiğini, Küçük İskender’e eşcinselliği üzerinden laf soktuğu bir şiirinde belli etmişti.
Küçük İskender de “İyi ama bunak bir şair olmaktansa kötü bir şair olmayı tercih ederim.” şeklinde Can Yücel’e cevap vermişti.
Mesele uzar gider ama özet geçmek gerekirse Duygu Asena ve Can Yücel arasında böyle bir şey hiçbir zaman yaşanmamış. Üstüne üstlük, ikili çok da yakın dostlarmış hayattayken. Ece Ayhan’ın Nazım Hikmet için ifade ettiği şey ise çok başka. Umarım bir sır kapısını daha böylece aralamış ve meraklı kafaları bir nebze olsun rahatlatmışızdır.