2016 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen ve 45 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla ilgili dava süreci yeniden gündemde. Bazı sanıkların tahliye edildiğine dair iddialar kamuoyunda tepkiyle karşılanırken, yetkililerden gelen açıklamalar olayın detaylarına ışık tuttu.
TAHLİYE EDİLENLER SALDIRININ FAİLİ DEĞİL
Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), sosyal medyada yayılan ve tahliyelerin saldırının faillerine yönelik olduğu algısını güçlendiren iddialarla ilgili açıklama yaptı. DMM, “Tahliye edilen sanıklar, saldırının failleri değil, olayla bağlantılı kişilerdi. Uzun tutukluluk süreleri ve delil durumları göz önüne alınarak tahliye kararı verilmiştir” ifadelerini kullandı.
YARGITAY’IN KARARI DETAYLANDIRILDI
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, tahliye edilen 6 sanıkla ilgili cezaları bozarak, tutukluluk sürelerinin uzunluğu ve mevcut delil durumlarına dikkat çekti. Bu karar, adaletin doğru bir şekilde işlemesi amacıyla alınmış bir düzenleme olarak değerlendirildi.
SALDIRININ HATIRLATILMASI
Atatürk Havalimanı’ndaki terör saldırısı, 28 Haziran 2016 tarihinde gerçekleşmişti. Olayda 45 kişi hayatını kaybetmiş, 236 kişi yaralanmıştı. Saldırının doğrudan failleri olan üç IŞİD üyesi, saldırı sırasında intihar eylemiyle yaşamlarını yitirmişti. Ancak saldırıyla bağlantılı olduğu düşünülen kişiler hakkında hukuki süreçler yıllardır devam ediyor.
KAMUOYUNDAKİ YANLIŞ ALGILAR
DMM, yapılan açıklamada, tahliyelerin saldırının doğrudan failleriyle ilgili olmadığına özellikle vurgu yaptı. “Söz konusu tahliye kararları, olayın asıl failleriyle ilişkilendirilmemelidir” ifadeleriyle yanlış anlamaların önüne geçilmeye çalışıldı.
AİLELERİN VE TOPLUMUN TEPKİSİ
Olayın mağdurları ve saldırıda yakınlarını kaybedenler, tahliye iddiaları nedeniyle endişe duyduklarını ifade ediyor. Kamuoyu, adaletin tam olarak sağlanmasını ve saldırıyla bağlantılı kişilerin hak ettikleri cezaları almasını talep ediyor.
SONUÇ: ADALET VE ŞEFFAFLIK İHTİYACI
Atatürk Havalimanı saldırısına ilişkin tahliye kararları, olayın adalet sürecine dair hassasiyetleri bir kez daha ortaya koydu. Kamuoyunda oluşan yanlış anlamaların giderilmesi ve mağdurların adalet duygusunun sağlanması adına yetkililerin açıklamaları büyük önem taşıyor.