1. Haberler
  2. Genel
  3. HACI BEKTAŞ’TAN YUNUS’A NEFES… SALİH KORKMAZ ANLATIYOR…

HACI BEKTAŞ’TAN YUNUS’A NEFES… SALİH KORKMAZ ANLATIYOR…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HACI BEKTAŞ’ tan YUNUS’ a NEFES

“Kabul buyurursanız size hediye getirdim hünkarım” der Yunus; Yunus’un hediyesini kabul eder Hacı Bektaş.
Anadolu da misafir üç gün ağırlanmadan ayıp olur gerekçesiyle ona ismi bile sorulmazdı. Yunus’ un acelesi vardı ve anladı onu; Hacı Bektaş ziyaret sebebini sorar. “Buğday” cevabı onu oldukça şaşırtmıştır. O bir Allah dostu, gönül erbabıydı. Elbet ona buğday getiren de çoktu, ondan buğday isteyende. Ama o her Allah kulunun halini, halinden anlardı. Bu gül yüzlü, nur cemalli adamın da nefes yerine buğday ısrarını garipsemişti. O her muhtacın ihtiyacını karşıladığı bir hazineydi ve buğday arzusunu da yerine getirdi. Peki Hacı Bektaşı Veli’nin ısrarla vermek istediği, Yunus’un daha sonra almadığına pişman olduğu “nefes” neydi?
Nefes kelime anlamı itibari ile havanın alınıp verilmesi, teneffüs edilmesi demektir.
Tıpta nefes; havanın akciğerlere alınıp verilme işlemidir. İnsan vücudundaki mikroskobik canlılar enerji oluşturmak için oksijene ihtiyaç duyarlar. İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu oksijenin alınıp, vücudun ürettiği kötü gaz olan karbondioksiti nefes alıp vermesiyle dışarı atar. İnsan vücudunun anatomik yapısının kendi içindeki işlemleri neticesinde insanın canlılığı nefes ile devam eder.
Bir edebiyat terimi olarak nefes; Ayini Cem esnasında özel besteler ve müzik ile beraber söylenen, bir makamı olan zarif ve nükteli manzumelerdir. Nefesler çoğunlukla insanı ve varlık sebebini açıklayan, sorgulayan bir içeriğe sahiptir.
Nefes; medyada bir yayın veya film ismi olabileceği gibi, bir şarkı veya albüm gibi eser ismi de olabilir. Nefes kelime anlamı itibari ile bir konuda ki ciddiyeti göstermek için sosyal medyada çeşitli alanlarda kullanılır. Tıptaki insan canlılığı konusundaki öneminden dolayı “Nefes” insan ismi olarak da kullanılmaktadır. Bu ismin doğurganlığı açısından kadın ismi olarak kullanılması bir tesadüf olmasa gerek.
Bir yarışmada rakibiyle baş edemeyen, pes eden, kaybeden insanlar için “nefesi yetmedi” tabiri kullanılır. Zaman alacak işler için “uzun soluklu” denilir. Spor müsabakalarında mücadele gücünü ifade etmek için “nefesini açmak” konusuna da vurgu yapılır.
Toplumsal hayat içinde insanlarla etkili iletişim kurmak ve konuşmak için doğru nefes alıp vermeyi bilmek gerekir. Heyecanlandığımızda, kısıtlı zamanlarda konuşma yapmak zorunda kaldığımızda doğru nefes alıp vermenin önemini ısrarla vurgular uzmanlar. Bir iş görüşmesine girmeden, kalabalık bir gurup insana konuşma yapmadan doğru nefes terapisi ile heyecanımızı yenebilir, üzerimizdeki stresi atabiliriz. Müzik ve uzun konuşmalar yapanlar nasıl nefes alıp vermesi gerektiğini iyi bilir.
Bir inanın bir insanı zorladığı, zor durumda bıraktığı anlar için “nefessiz” bıraktı şeklinde bir ifade kullanılır. Manevi anlamda zor durumda olan, her hangi bir hastalığı olanlara şifa olması amacıyla ilgili birisinden alınacak bir yardım için “nefesi kuvvetli” ve “okuyup üflemek” tabirleri kullanılır.
Manada “nefessiz” kalmış bir insan veya toplumu rahata erdirmek ve manevi anlamda kalkındırmak için “nefesi kuvvetli” insanlar “nefes” vermekle iş görmek isterler. Nefesi kuvvetli olanlar, birey veya toplumları gaflet ve basiretsizlikten inanç ve düşünce zeminine ulaştırmak için manevi bir söz ve sesle nefes olurlar.
İşte Hacı Bektaşı Veli’ nin Yunus’ a vermek istediği “nefes” te buydu. Çünkü ondaki cevheri kalp gözüyle görmüş, böyle bir yüce gönüllünün buğdayla tatmin olmayacağını biliyordu. İlahi kudretle Yunus’ un buğday istemeye aracı olduğunu, bu durumun böyle bir vesileyle rastlaşmanın tesadüf olmadığını anlamıştı Hacı Bektaş.
Hacı Bektaş’ a vekil olarak gittiği insanların “nefes” iydi Yunus. Kıtlığın yarattığı endişeler ile maddi zorluk kadar manevi duyguların da tercümanıydı buğday isteği aslında.
İnsan hayatına nizam, ömrüne manevi bereket, ruhuna şifa, aklına yüzyıllara yayılacak istikamet veren bir “nefes” sahibiydi Hacı Bektaş. İnsanın gününü ve gönlünü eğlendiren bir “nefes” in ozanı, tasavvuf medeniyetinin sancaktarıydı.
Nefes, Hacı Bektaş’ tan Yunus’ a emanet edilince daha da kuvvetlendi. Nefes, Yunus’ ta anlamını pekiştirdi. Nefes, Anadolu için soluk alma, teneffüs etme olayı oldu.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir