Ankara-Trabzon seferini yapan Pegasus Havayolları’na ait, PC 8622 sefer sayılı, ‘Zeynep’ isimli Boeing 737-800 tipi yolcu uçağı, 13 Ocak 2018’de, Trabzon Havalimanı’na iniş yaparken, pistin kuzey yönünde deniz tarafına yöneldi.
İniş takımları balçığa saplanan uçak, denize 25 metre kala durabildi.
Uçaktaki 162 yolcu ve 6 kişilik mürettebat, ekiplerin müdahalesi ile tahliye edildi.
Dava açıldı
Hurdaya ayrılan, 500 tonluk vinçlerle 100 kişilik ekibin 20 saat süren çalışmasıyla bulunduğu yerden çıkarılan uçak, teknik incelemeleri sonrası pide salonuna dönüştürülmesi için yüklendiği tırla 2018’de Yomra ilçesine götürüldü.
Kazayla ilgili Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kaptan pilot Ender Bayraktar (67) ve yardımcı pilot İrfan Yavuz (51) hakkında ‘taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle Trabzon 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Korku dolu anlar yaşayan yolcular pide yedi
İlçede bir süre atıl kalan uçak, tahsis edildiği 3 yatırımcı tarafından içerisi dizayn edilip, çevre düzenlemesi yapılarak pide salonuna dönüştürüldü.
Yaklaşık 5 milyon liraya mal olan çalışmaların ardından hizmet vermeye başlayan uçak pide salonunun ilk konukları, uçakta korku dolu anları yaşayan yolcular oldu.
Yıllar sonra bir araya gelen yolcular, kaza sırasındaki koltuklarının yer aldığı alana konulan masada oturup, pide yedi.
“Yanacağız diye çok korktuk”
Kazanın ardından yaşadıklarını unutamadığını belirten Mensur Turhal (55), şunları söyledi:
Oğlumla birlikte uçaktaydık. Kapıdan attık kendimizi. Ben çamurun içinde yuvarlanarak denize doğru düştüm. Kendi çabamla oradan çıktım. Kazayı geçirdikten sonra 40 dakika kadar uçakta kapalı kaldık. Uçağın içinde benzin kokusu vardı. ‘Yanacağız’ diye çok korktuk. İçeride biri ateş çaksaydı, bomba gibi patlayacaktık. Ölümle burun buruna geldik. Uçağın içerisinde resmen kıyameti yaşadık. Bu uçağa yeniden gelince kulağımda kaza sonrası o uçaktaki ufak çocukların bağırmaları yankılandı. Herkes canının derdine düşmüştü.
“Görünce sırtımdan ter süzüldü”
Kazanın ardından uçak korkusu olduğunu söyleyen Turhal, şöyle devam etti:
O yolculukta ne yaşadığımı bir Allah, bir ben bilirim. Daha da sonra binmedim uçağa. Hep kendi arabamızla yolculuk yapıyoruz. Kaza sonrası bu uçağı ilk defa gördüm. Uçaktan içeriye girerken, sırtımdan ter süzüldü. Orada yaşananlar gözümün önüne geldi. Mahşeri yaşadık. Allah kimseye yaşatmasın. Burada pide yiyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Korkudan zaten uçağın yanından bile geçemiyordum. Ama böyle bu uçağı görmek içimi rahatlattı. Belki bu uçağa binme korkumuzu yenmemize yardımcı olur.
“Her uçak yolculuğum kabusa dönüyor”
Mensur Turhal’ın oğlu Şahin Turhal da “Halen daha o günleri unutamıyorum. O günden sonra iş gereği uçağa binmek zorunda kaldığım dönemler oldu. Ama her uçak yolculuğum benim için kabusa dönüşüyor. Çok zorlanıyoruz. Ama çok şükür canımız sağ. Kaza yaptığımız bu uçağın anısı var bizde. Buranın pide salonu olması iyi oldu. Bu uçağa girdiğimde oturduğum koltuktan, gelen yolcuların oturdukları yerler, yaşananlar hepsi zihnimde yeniden canlandı. O günü yeniden yaşadım.” diye konuştu.
“Uçağın kanadına çıktım”
Yolculardan Evren Murat Öztekin ise şunları söyledi:
Uçağın içerisindeki kaos ve ölüm korkusu, uzun yıllar insanın atlatamayacağı travmatik anılar olarak kalıyor. Artık her uçağa binişimde iniş kısmı benim için yoğun strese neden oluyor. Ne olduğunu anlayamadık. Ben acil çıkış diye düşünerek kapıyı açtım. Uçağın kanadına çıktım ama inilecek bir durumda değildi. Tekrar uçağın içine geri girdim. İçeriyi çok yoğun bir yakıt kokusu sardı. Uçakta bir eğim vardı. Herkes uçağın burun kısmına doğru düşmüştü. Yaşananlar gerçekten çok korkunçtu. Uçağın alev alacağını ve yanarak öleceğimizi düşündük. Ölüm korkusu yaşadığımız yerde şimdi pide yemek insanın aklına gelmez. Ama bu demek ki; hayat devam ediyor. Umutlu olmak lazım.
“Neredeyse denize düşüyorduk”
Her uçak yolculuğunda inişe kadar dua ettiğini söyleyen Burak Korkmaz da “Kendi çabalarımla uçaktan çıktım. Sonra ertesi gün haberlerde uçağın durumunu görünce çok şaşırdım. Neredeyse denize düşüyorduk. Herkes çok panik yapmıştı. Uçak yanacak zannettik. Koltukların üzerinden atladım ve arka kapıdan çıktım. İlk defa kaza yaptığımız bu uçağa geldim. Can kaybımız olmadı, o yüzden uçak benim için bir anı olarak kalacak. Uçaktan eve gidince hemen şükür namazı kıldım. Artık uçağa bindiğimde dualar ediyorum inene kadar.” diye konuştu.
“Otobüse binince bile korkuyor”
Burak Korkmaz’ın annesi Gülzade Korkmaz ise haberi telefonla aldığını söyleyerek, “Televizyonda son dakika haberlerinde kaza olduğu geçti. Oğlum telefon açıp, kaza geçirdiğini söyledi. Ben de ‘sen uçakla geliyordun ne kazası’ dedim. Çok endişelendim. Ben, uçak ıssız yere düştü zannettim. Sabaha karşı eve girdi. Üstü başı çamur içindeydi. Otobüse binince bile korkuyor. Bir şey olsaydı her gün ağlayacaktık ama çok şükür bir şey olmadı.” şeklinde konuştu.